O Bebekler Neden Ağlamıyor?

O Bebekler Neden Ağlamıyor?

HADİ UNUTALIM

Karnınızdayken bebeğinizi taşımak mucizevi şekilde kolaydır. O yerinde, doğal pozisyonunda (son aylar hariç diyebiliriz) size pek de fazla rahatsızlık vermeden büyür. Doğduğu zaman ise işler oldukça karışır. Bebekler durmadan ağlamaya, biz ise ne yapacağımızı şaşırmaya başlarız.

Şimdi bu güne kadar öğrendiğimiz her şeyi unutalım ne dersiniz? Okuduğumuz kitapları, bize söylenilenleri… Şu anda Karadeniz ya da Meksika’daki bir köyde olduğumuzu hayal edelim.

Bebeğimizin doğduğunu, henüz bir aylık bile olmadığını belki. Yapılacak o kadar çok işimiz olurdu ki… Ve eğer o işleri yapmazsak belki de o yıl aç kalacağımızı. Tarlaya gidip çalışmamız gerekirdi mesela, hayvanlara iyi bakmamız gerekirdi ya da… Veya yünleri eğirip, iplik yapmamız sonra da onlardan kazaklar falan örmemiz gerekirdi önümüzdeki kış için… Ve daha neler neler… Hayat şehirdekinden daha zor olurdu hiç tartışmasız. Peki bu kadar işin arasında orada büyüyen bebekler neden daha az ağlıyorlar? Asıl soru bu.

Modern hayatın ‘ilkel’ dediği kültürlerde anne ve bebek hayat şartlarından dolayı her zaman daha yakın olmuşlardır. Orada uyku eğitimi denen şey yoktur, orada “aman kucağa alıştırma sakın”lar yoktur, orada emzirme saatleri yoktur. Orada “ay bu bebek amma da ağladı yaaa!”lar da yoktur. Çünkü hem bebeğin ağlayacağını hem de daha az ağlaması için ne yapmaları gerektiğini bilirler. Çünkü onlar binlerce yıllık bir deneyime sahiptir.

NYONYO
İlk dikkat çeken konu; annelerin bebeklerini bebek ne zaman isterse emzirmeleridir. Hiç unutmuyorum ben de kızımı her istediğinde emzirdiğim için annem bana “köyde yaşayan analar gibisin” demişti. “Onlar da zırt pırt emzirirler bebelerini, her ağladığında meme verirler”. Peki emzirince bebekler rahatlayıp susuyorlar mıydı? Evet! O zaman bu emzirme saatleri de neyin nesi acaba? İşte orasını bilmiyorum. Afrikalı bir annenin bloğunda okuduklarımı size özetlemek isterim. Bu Afrikalı annemiz iki üniversite mezuniyeti olan, çalışan ve 15 yaşından beri İngiltere’de yaşayan birisi. Kendisi tüm bunların yanında anneliğinin tam bir Afrikalı gibi olduğunu söylüyor. Doğum için de Afrika’ya gitmiş ve dört ay bebeğine orada ailesiyle beraber bakmış. İlk günler bebeği çok ağlamış, anneannesi gelince ona sormuş ve anneannesi de “Nyonyo, bebeğini emzir!” demiş. Bebeğin en ufak ağlamasında bile anneannesi aynı öğüdü vermiş. Nyonyo dört ayın sonunda İngiltere’ye geri dönünce çalışmaya başlaması gerektiği için bebeğinin bulunduğu aya uygun ek gıdaya başlayabileceğini düşünmüş. Fakat bebeği hiçbirşeyi kabul etmemiş. Nyonyo bunun üzerine tekrar anneannesini aramış. Anneannesi gülmüş ve “Nyonyo, gene kitap mı okumaya başladın? Bebeğin sana yemek için ne zaman hazır olacağını söyleyecek”. “Peki ben o zamana kadar ne yapacağım?” diye sormuş Nyonyo. Anneannesi “Bu zamana kadar ne yaptıysan onu” demiş.

Diğer mesele ise; bebeğini hep sırtına, önüne asan, hatta sıkı sıkı saran o kadınlar. Bebekler anne karnında ne kadar da sıcak ve sıkı bir ortamdalar değil mi? Doğduklarında istemsizce oynayan minik kolları onları hiç uyutmuyor hatta. Kundak da bunun için aslında ve modern dünyadaki ismiyle slingler. Gün boyu çalışmak zorunda olan kadın için bebeğini vücudunun üzerinde taşımaktan daha doğal ne olabilir. Annenin ritmik hareketleri ve bebeği sıkıca vücuduna bağlaması bebeği rahatlatıp, anne karnından yeni dünyaya geçişi kolaylaştırıyor bebek için. Hem de bütün gün bebeği yanı başında, onun kokusunu duyarak işlerini yapıyor. Ağladığında emziriyor ve bebeği dokuz ay boyunca yaşadığı evin bahçesinde vakit geçirmeye başlıyor. İşte mutlu bebek ve mutlu anne.

Benden de bir anı; bir gün kızımı sırtıma aldım ve alışverişe gittim. Bir teyze beni durdurdu. “Bu yaptığını beğendim, aferin” dedi. “Neyi beğendiniz teyzecim” diye sordum. “Bebeni sırtına takmışsın” dedi. “Ben Karadenizliyim, biz de sırtımıza alırız bebeleri” dedi. “Peki siz nasıl bağlarsınız” diye sordum. “İple bağlaridum, hem benimkiler ikizidi, ikisini birden taşırdım sırtımda”

Annelik elbette zor zanaat. Yirmi dört saat kesintisiz sürer. Bu zanaatta herkese başarılar ve mutlu bebekler diliyorum.

Bizi takip etmek isterseniz eğer; FaceBook sayfamızda ve Instagram sayfamızda sizleri bekliyor olacağız.

Sevgilerimle Aylin Toklutepe
Etiketler: kolik, ağlayan bebek, emzirme
Temmuz 06, 2019
Listeye dön
cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR
Çerez Kullanımı

İnternet sitemizden en verimli şekilde faydalanabilmeniz ve kullanıcı deneyiminizi geliştirebilmek için Cookie kullanıyoruz. Cookie kullanılmasını tercih etmezseniz tarayıcınızın ayarlarından Cookie’leri silebilir ya da engelleyebilirsiniz. Ancak bunun internet sitemizi kullanımınızı etkileyebileceğini hatırlatmak isteriz. Tarayıcınızdan Cookie ayarlarınızı değiştirmediğiniz sürece bu sitede çerez kullanımını kabul ettiğinizi varsayacağız. Toplanan verilerle ilgili düzenlemelere internet sitemizde yer alan Gizlilik Politikası’ndan ulaşabilirsiniz.